Bahar ayları alerjinin habercisi!

Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şükrü Yener, bahar aylarında çocuklarda sık görülen alerjik hastalıklar hakkında anne adaylarına Bebek Muhabbeti aracılığıyla önemli uyarılarda bulunuyor!

Yazı: Şeyma Taşkıran

Bahar ayının gelmesiyle havada yoğun miktarda polen bulunmaya başlar. Polenler bitkilerin erkek üreme hücresidir. Havaların ısınmaya başlamasıyla havada yoğun miktarda bulunur. Çiçeksiz bitkilerin polenleşmeleri rüzgar yardımıyla olduğu için havada yoğun miktarda bulunmaktadır. Rüzgar da polenlerin yayılmasına büyük katkıda bulunmaktadır. Çiçekli bitkilerin polenleşmesi böceklerle olduğu için havada fazla bulunmaz. Bu sebepten dolayı asıl tehlikeli olan bitkiler çiçeksiz bitkilerdir.

Polenler alerjendir. Bazı kişilerin vücutları polenlere karşı alerji geliştirir. Bunun sonucunda polenle karşılaşınca bazı belirtiler ortaya çıkar. Polenlerin neden olduğu en sık alerjik hastalıklar astım, alerjik nezle ve göz alerjisidir. Polenlere karşı alerjisi olan astım, alerjik nezle ve göz alerjisi olan kişilerin şikayetleri bahar mevsimiyle artar. Çünkü bahar mevsiminde Mart ayı ile birlikte polenler ortaya çıkmaktadır. İlk ortaya çıkan polenler ağaç polenleridir. Mayıs haziran ayında çimen polenleri ve temmuz ayından sonra yabani ot polenleri ortaya çıkmaktadır. Polenlerin bahar ayında ortaya çıkması ve alerjiye neden olmasından dolayı polen alerjisine bahar alerjisi denilmektedir.

Çocukların en sık alerjik olduğu sorunlar nelerdir?

Alerjiye neden olan maddelere alerjenler denir. Bu alerjenler çok çeşitlidir. Normalde çoğu insan için zararsız olan bu maddeler, atopik yani alerjik bünyeli olan kişilerde bağışıklık sisteminin tekrarlayan karşılaşmaları sonucunda, kendine özgü antikor oluşturarak alerjik hastalıklara neden olurlar. Bu alerjenler:

Ev tozu akarları: Alerjik nezle ve astımın en sık nedenidir. Ev tozu içinde yaşayan sıcak ve nemli ortamlarda kolaylıkla çoğalan, gözle görülemeyen canlıların vücut proteinleri ve dışkıları allerjenik özelliktedir. Kişi bu akarlara duyarlı ise solunum yolu ile alınıp alerjik yakınmalara neden olurlar.

Polenler: Gözle görülemeyen çiçek tozları rüzgarın etkisiyle uzaklara taşınabilir. Her bitkinin kendine özgü polen zamanı vardır. Polenler alerjik nezleye yol açarlar.

Mantar ve küf sporları: Evlerde küfler serin, karanlık, nemli ve iyi havalandırılmayan ıslak zeminler, duş, klima, bitki, toprakta bulunur.

Ev hayvanlarına ait alerjenler: Özellikle kediler salya ve tüyleri alerjen kaynağıdır. Hamam böcekleri de alerjiye neden olurlar.

Lateks alerjisi: Bulaşık eldiveni, emzik, ameliyat eldivenleri, bazı tıbbi malzemelerde bulunur.

Yiyecek alerjisi: Fıstık, fındık gibi kuruyemişler, yumurta, süt, çikolata, soya, kabuklu deniz ürünleri, domates, çilek, yiyeceklere eklenen katkı maddeleri alerji yapar.

İlaçlar: Penisilin gibi bazı ilaçlarda alerjendirler.

Ev ortamında çocukları alerjiden korumanın yöntemleri:

  • Özellikle yatak odasındaki halılar, kadife kumaşlı mobilya/perdeler, tüylü oyuncaklar, koltuklar, kitap gibi toz tutan eşyalar mümkünse tamamen kaldırılmalı hiç değilse azaltılmalıdır.
  • Mobilyalarda kumaş yerine deri veya vinleks kaplama tercih edilmelidir.
  • Yatak, yorgan ve yastıkların pamuklu/yün/kuştüyü olanları yerine orlon/dakron gibi sentetik olanları tercih edilmelidir.
  • Çarşaf ve nevresimler 60 derece veya üzerinde haftada bir yıkanmalıdır.
  • Akar geçirmeyen özel yatak kılıfları kullanılabilir. Bu kılıflar iki haftada bir ıslak bezle silinmelidir.
  • Perdeler, kilimler, giysiler iki haftada bir 60 derece veya üzerinde yıkanmalıdır.
  • Halılar, güçlü bir elektrik süpürgesiyle en az haftada bir temizlenmelidir.
  • Temizlik yapılan odaya hasta en az 20 dakika sonra girmelidir, kendi temizlik yapıyorsa maske/tülbentle ağzını ve burnunu örtmelidir.
  • Ev içi nem kontrol altına alınmalıdır. Havadaki nem %45’in altına düştüğünde akarlar ölür.
  • Odalar iyice havalandırılmalıdır.
  • Buhar makineleri ve nemlendiriciler kullanılmamalıdır.
  • Temizlikte akar öldürücü kimyasal maddeler kullanılabilir. Ancak bunlar hastanın kendisi tarafından uygulanmamalıdır.

Çocuklarda astım nasıl teşhis edilir ve tedavisi nasıl olur?

Astım tanısı öncelikle anamneze dayanmaktadır. Yakınmaların ataklar halinde gelmesi, arada normal dönemlerin olması, tetikleyici faktörlere maruz kalmakla semptomların ortaya çıkması, gece veya sabaha karşı yakınmaların daha belirgin olması, kendiliğinden veya ilaçlarla düzelme olması astımın belirgin özellikleridir. Astımlı olgularda yakınmaların artmasına neden olan bazı tetikleyici faktörler vardır:

  1. Solunum yolu viral infeksiyonları
  2. Sigara dumanı maruziyeti
  3. İç ve dış ortam hava kirliliği
  4. Egzersiz
  5. Soğuk hava
  6. Alerjen teması
  7. Besinler ve katkı maddeleri
  8. İlaçlar

Ayrıca sıklıkla astıma eşlik eden rinit, sinüzit, polip, analjezik intoleransı, atopi gibi durumların varlığı da tanıya yardımcı olmaktadır. Astım; hastalık çok ilerleyip geri dönüşümsüz safhaya girmediği sürece kolaylıkla kontrol altına alınıp tedavi edilebilen bir hastalıktır. Düzenli tedavi gören hastaların büyük çoğunluğunda, astım yaşamı olumsuz yönde etkilemez.

Annenin hamilelik dönemindeki yaşantısı (sigara, alkol tüketimi), bebekte doğumdan sonra ne gibi etkilere neden olur?

Gebelik döneminde içilen sigara, ölü bebekler, erken doğumlar, kalp başta olmak üzere doğumsal yapısal anomalilerden de sorumlu tutulmaktadır. Gebelikte içilen her bir sigara, karnınızdaki bebeğe ve size artmış risk olarak geri dönmektedir. Bu annelerin bebeklerinin, akciğerleri daha az gelişmiştir ve bu bebeklerde ileride astım ve akciğer problemleri gelişme olasılığı daha fazladır. Gebelikte sigara kullanımı, bebeğin beynini de etkilemektedir ve aslında bebeğe ömür boyu zararlar vermektedir. Öğrenme zorlukları, davranış problemleri ve daha düşük zeka düzeyleri gibi. Yapılan çalışmalar, günde içilen sigara sayısı ile risk arasında doğru bir ilişki olduğunu göstermektedir. Yani ne kadar çok sigara içerseniz yukarıdaki problemlerle karşılaşma riskiniz o kadar artmaktadır. Ancak bir günde içtiğiniz sigara sayısını azaltmanız, riski azaltmakla birlikte tamamen bırakmadığınız sürece sıfıra indirmez. Sigara kullanımının güvenli bir sayısı yoktur. Günde 3-5 tane sigaranın zararı olmaz demek mümkün değildir, ancak daha az sigara içtiğinizde doğal olarak karşı karşıya kalacağınız risk daha az olacaktır. İdeal olan, hamile kalmadan önce sigaraya veda etmektir.

Astım ve alerji genetik bir hastalık mı? Aile bireylerinin herhangi birinde bu hastalıklardan olması doğacak çocukta da görüleceği anlamına mı gelir?

Astımın genetik bir hastalık olduğuna dair yeterince veri bulunmaktadır. Ailesel birikim göstermesi, tek yumurta ikizlerinde ikisinde birden astım görülme oranının çift yumurta ikizlerinden daha fazla olması astımın genetik geçişli bir hastalık olduğunu destekleyen bulgulardır.

Bebeklik ve çocukluk döneminde astım ya da alerjisi olmayanlarda gelecekte görülebilme olasılığı nedir?

Tabii ki olabilir. Çünkü astım oluşumu için çevresel faktörlerde önem taşır. Bunlar; sigara, iç ortam ve dış ortam hava kirliliği, solunum yolu infeksiyonları (hijyen hipotezi), beslenme, alerjenler…

İç ortam alerjenleri: Ev tozu akarı, hamamböceği, mantar, hayvan alerjenleri,

Dış ortam alerjenleri: Polenler, mantarlar,

Mesleki alerjenler

Çocuklarda kilo problemi astıma neden olur mu?

Yapılan çalışmalar obezlerde astım görülme sıklığının 2 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. İlk 1990’larda fark edilen bu ilişki üzerine yapılmış bütün araştırmalarda fazla kilolu veya obez olmanın astım için risk faktörü olduğu sonucuna varılmıştır.

Alerji ve obezite arası bir ilişki yoktur. Ailesinde hiç alerji olmayan ve bu açıdan genetik risk taşımayan birçok obez çocuk ve erişkinde beklenmedik şekilde astım geliştiği gözlenmektedir. Bu çocuklarda çoğu zaman astım alerjik olmamaktadır. Obez çocuk ve erişkinlerde astım daha ağır seyretmektedir. Fazla tartılı olma astım ilaçlarına verilen yanıtı azaltmaktadır. Bu atakların daha sık gözlenmesine; zor ve uzun sürede iyileşmesine neden olmaktadır. Kilo verilmesi, gerek erişkinlerde gerekse çocuklarda astım belirtilerinde gerilemeye neden olmaktadır.

Aile ortamında tüketilen sigara dumanın çocuk üzerindeki etkisi nedir? Anne ve babalara bu konuda tavsiyeleriniz neler?

Sigara içmeyen insanların başkalarının içtiği sigaranın dumanına maruz kalmasına ‘pasif sigara içiciliği’ denmektedir. Pasif sigara içiminin çocuklar üzerindeki etkileri çok dramatiktir. ABD’de yaşayan çocukların yüzde 70’inin evinde en az bir sigara içen erişkin bulunmaktadır. Ülkemizde çocuklardaki pasif içicilik oranı ise yüzde 75 civarındadır. Her yıl 0-5 yaş arası 1500 çocuk anne-babası sigara içtiği için ölmektedir. Anne-babası sigara içen çocuklar, yılda 3-70 paket sigarayı kendileri içmişlercesine sigaranın içindeki zararlı maddelere maruz kalırlar.

Sigara içmeyen kişiler, yanında içilmese dahi, sigara içen kişinin saçına, tenine ve giysilerine sinen dumandan etkilenebilir. Evin bir odasında sigara içilince, dakikalar içinde tüm eve sigara dumanı dağılır. Halı, duvar, mobilya gibi tüm yüzeylere siner ve günler içinde buradan tekrar havaya yayılır.

“Gebelikte sigara kullanımı, bebeğin beynini de etkilemektedir ve aslında bebeğe ömür boyu zararlar vermektedir.”

Bebek Muhabbeti Dergisi Nisan Sayısından Alıntıdır:

https://readymag.com/bebekmuhabbeti/nisan2017/baharaylarindaalerji/

 

İlginizi çekebilir

GÖRÜŞLERİNİZİ BİZİMLE PAYLAŞABİLİRSİNİZ