Güzellik neredeyse bütün kadınlar için ilk sırada geliyor. Bu nedenle de hayal ettikleri güzelliğe ulaşmak için denemedikleri yöntem kalmıyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, fiziksel güzellik tatmininin sürekli düştüğünü ortaya koyuyor. Dove, 2004 yılından bu yana kadınların ve genç kızların özgüvenlerini desteklemek ve gerçek dışı güzellik baskısına dikkat çekmek üzere yaptığı çalışmalar kapsamında Güzellik ve Özgüven Araştırması yayınladı. Araştırmaya göre, kadınların fiziksel özgüvenlerinde global bir düşüş yaşanıyor. Türkiye’de de durum farklı değil. Ülkemizde, 2010 yılında kendi güzelliğine güvendiğini belirten kadınların oranı yüzde 55 iken, bu oranda son 5 yılda yüzde 10’dan fazla düşüş olduğu görülüyor. Türk kadınlarının genel mutluluk ve hayat tatmini oranlarında da düşüş var.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 13 ülkede*, 10.500 kadın ve genç kızın görüşlerine dayanan araştırma, Türk kadınlarının sadece yüzde 42’sinin fiziksel özgüvene sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu oran, Türk kadınlarının fiziksel özgüvenlerinde önemli bir düşüş yaşandığına dikkat çekiyor. 2010 yılında, kendi güzelliklerine güvendiklerini dile getiren kadınların oranı yüzde 50’den fazlaydı. Öte yandan Türk kadınlarının genel mutluluk ve hayat tatmini oranlarında da düşüş gözlemleniyor; 2010 yılında yüzde 83 olan bu oran, yüzde 77’ye geriledi.
Bedenleriyle barışık olmayan kadınlar, hayatta aktif olarak yer alamıyor
Bedenleriyle barışık olmayan kadınların kendi potansiyellerini gerçekleştirmede yetersiz kaldığını ortaya koyan Dove Güzellik ve Özgüven Araştırması’na göre, Türk kadınlarının yüzde 60’ı, dış görünüşlerinden memnun olmadıklarında aile ve arkadaşlarıyla bir araya gelmek, evin dışına çıkmak ve bir grubun parçası olmak gibi önemli sosyal aktivitelere katılmamayı tercih ediyor. Kadınların neredeyse yarısı (yüzde 46) ve genç kızların yüzde 60’ı, dış görünüşlerinden memnun değillerse kendi görüşlerini savunmaktan çekiniyor veya kararlı davranamıyor. Önemli bir başka tespit ise Türkiye’de kadınların (yüzde 74) ve genç kızların (yüzde 65) çoğu, dış görünüşlerinden memnun olmadıkları için yemek yemeyi bırakıyor ve sağlıklarına özen göstermiyor.
Kadınların yüzde 68’i ve genç kızların yüzde 67’si, medyanın ve reklamların çoğu kadının erişemeyeceği gerçek dışı güzellik standartları belirlediğine ve bu baskının giderek arttığına inanıyor. Aynı zamanda kadınların yüzde 65’i olan sosyal medya kültürünün kusursuzluk baskısını artırdığını belirtiyor. Her 10 kadından 5’i ise asla hata yapmamak veya zayıflık göstermemek için baskı hissettiğini söylüyor.
Zihnen ve bedenen bakım için kendine zaman ayıran kadınlar daha özgüvenli hissediyor
Kadınlar ve genç kızlara dair umut veren gelişmeler de var. Araştırmaya göre her ne kadar kadınların yüzde 60’ı belli güzellik standartlarına uymaya çalışmaları gerektiğine inansa da yüzde 77’si kendilerini oldukları gibi kabul etmenin ve kimseyi taklit etmemenin önemini kabul ediyor.
Kadınların yüzde 85’i ve genç kızların yüzde 76’sı, kendilerini severek olabildiklerinin en iyisi olmayı, başkaları tarafından belirlenmiş güzellik tanımlarına uymaya tercih ediyor. Türkiye’deki kadınların ve genç kızların büyük bir çoğunluğu (yüzde 82), tüm kadınların kendilerine has bir güzellikleri olduğuna inanıyor.
Pek çok kadın ve genç kız, güzellik ve dış görünüşlerine dair endişelerle örülü bu döngüyü kırmanın yolunun kendilerine zaman ayırmak, zihnen ve bedenen bakım yapmak olduğunu düşünüyor. Rapordaki global rakamlara göre, her 10 kadın ve genç kızdan 8’i zihinlerine, bedenlerine ve görünüşlerine zaman ayırdıklarında daha özgüvenli ve pozitif hissediyor.
*Hindistan, ABD, Birleşik Krallık, Brezilya, Çin, Japonya, Türkiye, Kanada, Almanya, Rusya, Meksika, Güney Afrika ve Avustralya.