İhmal ettiğiniz omurga sağlığınız bedensel ve ruhsal birçok hastalığın sebebi olduğunu biliyor musunuz? Omurga sağlığının yaşam kalitesi açısından önemine dikkat çeken Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Önder Taylan Çifçi; tedavi edilmeyen omurga hastalarının zaman içinde; ağrı kesicilere bağımlı, bedensel zayıflıktan dolayı sosyal çevresi ve günlük aktiviteleri kısıtlı, kronik depresyon yaşayan, kişilere dönüşmesinin mümkün olduğunu anlattı.
Omurga Hastalıkları Nasıl Tedavi Ediliyor?
Omurgayı saran bağ dokusunun, zaman içinde duruş bozukluğu, kilo alma ve yanlış hareket gibi nedenlerden ötürü yıpranması sonucu kişinin hayatını bütün yönleriyle etkileyen hastalıklara zemin hazırlandığını belirten Dr. Önder Taylan Çifçi omurga hastalıkları ile ilgili şöyle konuştu: ‘Omurga hastalıkları arasında; skolyoz, kifoz, omurga düzleşmesi, boyun ve bel fıtığı, omurganın dejeneratif hastalıkları, bel kayması ve spinal dar kanal, omurga kırıkları, omurga tümörleri, omurga enfeksiyonları sayılabilir. Omurga hastalıklarının ilk ve en yaygın belirtisi ağrıdır. Kemik, eklem, bağ dokusu ve sinir yapılarının etkilenmesi (yıpranması) sonucunda ağrı oluşabilir. Ağrının şiddeti, hissedildiği yer, ağrının özelliği (delici / batıcı, yanıcı, künt..vs), ağrıyı artıran ve azaltan durumlar ortaya konur ve ayırıcı tanıya gidilir. Ağrıya kas spazmı, hareket kısıtlılığı ve postür bozukluğu eşlik edebilir. Günümüzde ağrıyla seyreden omurga hastalıklarında ağrı kesici ve kas gevşeticiler başta olmak üzere, depresyon ve epilepsi ilaçları yaygın olarak kullanılmaktadır. Bazı durumlarda hastaya uzun saatler takmak üzere korse önerilir. Fizik tedavi, manuel terapi, akupunktur..vs teknikler kas spazmını ve postürü iyileştirmeye yönelik denenebilir. Skolyoz, ileri derecedeki kifoz, kök basısı yapan bel ve boyun fıtıkları, dar kanala neden olan bel kayması durumlarında ise cerrahi tedavi uygulanır.
Yenileyici tedavi yöntemi omurgayı nasıl iyileştiriyor?
Dr. Önder Taylan Çifçi; yenileyici tedavi yöntemi ile omurganın postür (duruş) bozukluğu ve ağrı ile seyreden rahatsızlıklarına uzun ilaç tedavilerine ve cerrahi müdahaleye gerek kalmadan çözüm üretmenin mümkün olduğunu söyledi. Skolyoz ve kifozun erken yaşlarda ameliyatla düzeltilmediği kişilerde veya korse ile takibi yapılan kişilerde yenileyici tedavi yönteminin uygulandığını, uygun egzersizler eşliğinde de ağrı kontrolünün sağlandığını belirtti.
Hastalık kaynağından tedavi ediliyor
Yenileyici tedavi yönteminin en büyük farkının rahatsızlığın sebebine yönelik müdahale yapmak olduğunu belirten Dr. Çifçi, böylelikle kalıcı tedavisinin mümkün olduğunu bildirdi.
Dr. Önder Taylan Çifçi, yenileyici tedavi yöntemi ile ilgili açıklamalarına şöyle devam etti; ‘Bel ve boyun fıtığı, omurga düzleşmesi, bel kayması ve buna bağlı gelişen dar kanalın iyileştirilmesinde Yenileyici Tedavi yöntem teknikleri, sorunun kaynağına uygulanıyor. MR görüntülerine ek olarak, detaylı fizik muayenesi yapılan hastada, hasarlı bağ dokusu tespit ediliyor. Sonra bir protokol dâhilinde ve kişiye özgü bir tedavi programı oluşturuluyor. Tedavi yapılan bölgelerde zayıf ve hasarlı olan bağ dokusu elemanları, vücudun savunma sistemi harekete geçirilerek tamir ediliyor. Seanslar ilerledikçe ağrı azalıyor ve hareket kısıtlılığı sorunu ortadan kalkmaya başlıyor. Ortalama 4-6 seanslık bir tedaviyle büyük ölçüde iyileşme tamamlanıyor.