Matematik kelimesi sadece çocuklar değil, yetişkinler için de korkutan bir kelime. Bunun nedeni eğitim döneminde yaşanan sıkıntılar. İnsanlar, yaşantıları boyunca aslında birçok alanda matematiği kullanıyorlar ancak çoğu öğrenci için matematik dersi, zorlayıcı bir ders olarak algılanıyor. Öğrenildiğinde ve doğru algılandığında hayatı kolaylaştıran matematik dersi, sistematik bir eğitim sürecine başlanması ve başlangıç modellerinin iyi öğrenilmesiyle birlikte hayat boyunca daha rahat ve iyi kullanabilir hâle geliyor.
Öğrenciler, dönem dönem matematikte zorlanabiliyor ancak öğrenme başlangıcında yaşanan sorunların çözülmemesi, uzun vadede ciddi boyutlara gelerek daha sonrasında telafisi çok zorlu olabiliyor. Gençlerin geleceğini belirleyecek olan sınav süreçlerinden günlük hayatın her anına kadar iyi matematik bilgisine sahip olmak gerekiyor. Peki, matematik özünde zor bir ders mi yoksa biz mi zorlaştırıyoruz? Matematiği öğrenmenin yaşı var mı? Matematik nasıl daha hızlı ve verimli bir şekilde öğrenilir? Aileler, çocuklarına bu konuda nasıl katkı sağlayabilirler? Koray Varol Akademi’nin Kurucusu, Eğitim Koçu ve Matematik Eğitmeni Koray Varol; matematik ile ilgili hayatı kolaylaştıracak tüyoları paylaştı:
Matematik, küçük yaşlardan itibaren öğrenilmeye başlanmalı
Matematik, özünde çok kolay ve rahat bir derstir ancak matematiğin öğrenilmesi ve doğru algılanması çok hassas bir denge üzerine kuruludur. Matematiğin erken yaşlarda sayılar üzerinden çocuğun dünyasına girmesi, şekillenmesinin doğru ve iyi olması önemlidir.
Aileler, çocukların matematik öğrenimini kolaylaştırıcı destekler sunmalı
Çocuklar, matematikte zorlandıkları zaman genellikle ezber yapmaya yönelir ve bu durum, matematik öğrenimine çok ciddi zarar verir. Oysa çocuklar zorlandıkları zaman onlara yardım edilerek yapabilir hale gelebilirler.. Özellikle ilkokul dönemindeki çocukların sayılarla ilişki kurabilmeleri aileler tarafından iyi takip edilmesi, zorlanma noktasında kolaylaştırıcı destekler vermeleri ve çocuğun yapabilirim inancının güçlendirilmesi çok hassas bir öneme sahiptir. Örneğin; 5 ile 5 tane elmayı eşleştirmeleri, sayma hareketi yaparken her nesne geçişinde bir sayı geçmeleri, nesneler bittiği zaman durulması gerektiğinin öğretilmesi çok önemlidir.
Çocuğa, matematiğin yaşamsal karşılıkları öğretilmeli
Matematikteki toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemlerinin yaşamsal karşılıklarının gösterilmesi ve temel mantığının iyi oturduğunun çeşitli sorularla kontrol edilmesi temel matematiğin çocuğun kafasında şekillenmesi için çok işlevseldir. Örneğin; okul hayatında ilerledikçe kesirlerin yaşamsal karşılıklarının gösterilmesi çocukların öğrenme süreçlerini güçlendirir, rasyonellik ve gerçekle ilişkisini güçlendirmesine katkıda bulunur. Gerçek yaşam ve matematik bağlantısı, tüm hayat boyunca kullanılacak çok önemli bir yapı olduğu için ilk ilişkilerin sağlam olması çok kıymetlidir. Her çocuğa çok özel durumları hariç belli bir zamana gelince yürüyebilir olacaklarının anlatılması gibi, matematiği de yapabilir hale gelebileceklerinin ve bunu iyi bir şekilde yapabilmenin önemi aktarılmalıdır.
Matematiği doğru ve hızlı bir şekilde öğrenmenin temelinde erken yaşlarda çocuk-aile iş birliğinin önemli bir faktör olduğunu belirten Koray Varol, “Her çocuk, farklı ilgi alanı ve yeteneklere sahiptir. Bir çocuğun matematiğe duyduğu ilginin veya yeteneğinin fazla olmaması, matematiği belli bir oranda başaramayacağı anlamına gelmiyor. Tüm bu ön yargıları kırabilmek adına ailelerin çocuklarına küçük yaşlardan itibaren destek olmaları ve matematik ile ilgili kaygılarını en iyi şekilde yönetmeleri gerekiyor” dedi.